31 Ağustos 2011 Çarşamba

daha kırılacak parçalanacak çok şey var... sırada bekleyen çok acılar! dün duyduğumuz sesler bugün yok onun sessizliğinin yerine başka sesler var.. daha ne güçlenmeler var bir bilseniz sırada bekleyen ne gülümsemeler.

insanın yapabileceklerinin sınırı yokmuş anladım. hayatta geçilebilecek ne sınavlar var.

duygularımı ise şimdi anlatmaya lüzum görmüyorum, sonraları acıtmasın diye. çünkü her şey unutulmaya ya da unutulmaya yüz tutmaya mahkum -yazılanlar hariç! ilk defa belkide başına oturup yazmanın yazılması gerekenleri yazmıyorum.

hayat planladığımız gibi değil.. plan yapmamak en iyisi. ya da en iyisi şimdi bana susmaya devam etmek

24 Ağustos 2011 Çarşamba






hangi çiçeğe ait olduğu önemli değil saksının...
günün hangi vaktinde olduğu önemli değil..
kalbimdeysen kalbindeysem!
gerisi teferruat.








17 Ağustos 2011 Çarşamba

şimdi gelsen
bir çay sigara içsek seninle
dumanımızla dumanı tüttürsek
kalksan yattığın yerden
konuşsak seninle
diğer tüm konuşmalarımızdan farklı
belki sadece gözlerimizle
sussak çığlıklar içinde
ne kadar anlamsız cümle varsa hepsini bağlasak
bir küçük parçam kaldı seninle
dursa almasam yine de
kalabalıklara dalmasak
sadece ikimiz
ve belki birer kelime
yaşlarımı silsen ağlarım bilirsin
hayat gelse geri göndersek
sevsek önümüze ne gelirse zor mu?
yeter ki şu lunaparktan nefret etmesek
gelsek peki o zor mu?
evet işte o çok zor.

SESİMİ DUYAN VAR MI?

kurulan hangi cümle ölümle gelen hissiyatları anlatabilir ki!

Acı, özlem, korku, umutsuzluk... Bir yerden sonra dönüşüverdiği hissizlik. Gücün, paranın satın alamayacağı tek şey olan yaşam. Yaşam denilen çarçur ettiğimiz şey işte her ne ise!

sevgili anne babacağım,

yapamıyorum bugün bir şeyler yazmak imkansız!


PEKİ BENİM SESİMİ DUYAN VAR MI!

15 Ağustos 2011 Pazartesi

hadi bir şeyler karalayalım.. sabah sabah gece gece ne farkeder! hangimizin hangi hayatta hangi bedende ve renkte olduğu ne kadar önemli! turuncusun belki belki mavi hadi siyah ol ne farkeder.. her biri bir renkken her birimizin atan bir kalbi varken.
sana ne kadar acımasızca ve hoyratça davranıyorsa hayat bana da davranıyor işte. nerde hangi yürekte attığımız ne belli. fenerin hangi kaldırımda söndüğü peki!
müziğimizin ne olduğu peki? klasik müzikte mi acı arabeskte mi? hepsinin damlattığı bir damla yaşken... senin gözlerinden benim gözlerimden taa yüreklerimize ciğerlerimize kasıp kavrulan.
aynı anda mı vazgeçtik yaşamaktan!! hadi kalk aynı anda tutunalım tekrar... hangi dala tutunup direndiğimizin ne önemi var.
dur kızım korkma hangi yürekte parçalandığımızın ne anlamı var. bak annenin de uçtuğu tek bir kanat ama kapıldığı rüzgar var. anlatamadıkları var sana, anlamayacakların dinlemediklerin var.sende öğrenmedin mi sözünü tutmamayı, yazdığın günlükleri saklamayı! ne oldu da sen bizden bir parça olduğunu unutup tek başına kaldın dünyada.. yanındayım hep olsa. annenin yanında olmayanların aksine. gel yine yüreğime basayım. benim artık yüreğine yaslanamadıklarım var...
günün hangi saatte doğduğunun ya da battığının ne önemi var..senin kaçta doğup battığının önemi yoksa. bilmiyorum kelimesinin en çok kullanılan kelime olmasına ne dersin peki...hangi yağmur damlasıyla gelirsin peki...
hangi kafiyeyi bulmak hangi uyuma aldanmak hangi uyağa tutunmak hangi dizelerde yaşamak!
boşver yazılmış bir kaç sözün olsun yeter...

12 Ağustos 2011 Cuma

iyi geceler ankara

iyi geceler ankara


yağmurunla karınla dökülen yapraklarınla aşındırdığım kaldırımlarınla
herşeyinle belkide...
seviyorum seni
sende aşk var güzellik var nefes var.

10 Ağustos 2011 Çarşamba

gözlerimin altındaki morluklar da olmasa
hiç acı çekmemiş sanacak insanlar beni
halbuki ne aldatılmalara ne yalancılılara maruz kaldı kalbim
bazen bir bedenden ibaret oldum
bazen bir piyondan
önce bağırıp çağırmayı
sonra susup sabretmeyi öğrendim
öğrenmediğim ve öğrenmek istemediğim tek bir şey vardı
unutmak!
bazen hiç bir şey olmamış gibi uyanmayı istedim yeni güne
ama hiç olmayınca....
inadına daha çok hatırlayayım diye acı verenleri
tekrar edip durdum içimden
mutluluk!
mutluluk denen şey içimizde minicik
en çok korunası en çok hissedilesi
ya da her neyse yine gece gece

5 Ağustos 2011 Cuma

her bir yana dağıttığım parçalarım var. toplayamıyorum. sırlarla dolu hayatlar göçüp gitmiş yaşamlar artık benim olmayan kokular var. olsun! benim olanların verdiği huzurla yaşayabilmek de gayet güzel