17 Şubat 2011 Perşembe

bir zayıflık hasıl oluyor zayıflıkla birlikte kıskançlık! insanoğlu neden bu kadar bencil olur paylaşmak istemez sevdiği bir şeyi.. ufak tefek olunca güzel oluyor bazen ama ya kendi kendini zehirlemeye başlamışsa. korkuları sebepleri sonuçları hiç bir zaman doğrusunu bilemeyeceği cevapları...yaşam ölüm araf!

hangisi daha gerçek hangisinde gerçek bir yer edinir insan... zaman zaman ölümü düşleyen ruhlar yinede neden bu kadar korkak olur... ölüm gelmeden anlaşılmayacak şeylere neden kafa yorulur...
araf ölümde değil dünyada! bu yüzden hep yorulur.

kokusuyla taşıyla toprağıyla özlediğim ankara... sana kavuşmak hayatla barışmak gibi!

12 Şubat 2011 Cumartesi

kıbrıs


kıbrıs ne yaptığının farkında mı? kime neye git dediğini bir bilse. vatan toprağı olmasa ne halt ederlerse etsinler diyeceğim. utanma arlanma kalmadı insanoğlunda! vergisiyle karnını doyuran, askeriyle toprağını koruyan devlete mi git diyor yani. ezelden beri kıbrıs türklerinin rumlaşma isteğini anlayamamışımdır. asalaklık bazı insanların öyle içine işlemiş ki! çalışmayı bilmezler bir de bas bas bağırırlar. kemer sıkma politikasına mı bağırıyorlar! bağırsınlar efendim evlerinin önünde bir arabaları oluversin. onlar keyif sürerken burada yemek kuyruğuna giren insanlar var hala.

ermeni kürt rum terörist hiçbir kimse topraklarımıza sahip olamayacak... bu millet her bir karış toprağı kanıyla suladı hala da sulamakta!

10 Şubat 2011 Perşembe

yani aslında herşey bir hiçti

dünya belki de onlar için o gece son kez döndü... ama kimse o gecenin hangi gece olduğunu bilemedi!
hayalleri yıkıldı o gece onların, birlikte döktükleri yaşları geri sarıldı hiç dökmemişler gibi. tam olarak ne uğruna durdurduklarını dünyayı bir türlü kestiremediler.
neden söndü sahnenin ışıkları dedi biri, biri dostum neden gitti dedi, bir diğerinin nedenleri niçinleri bile yoktu..
ağlanan omuzlar kara bağırlara dönüşüverdi, rüzgarın getirdiği kokular bir bir gitti, şen kahkahalar kin kusar oluverdi..

yani kimse bilinmeyen o gecede dünyayı neden durdurduklarını bilemeden bir bir gidiverdiler.

6 Şubat 2011 Pazar

belki son defa, belki yillardan sonra
sirlar icimde, korkarim anlatmaya
ask alir beni, kandirir beni
kucuk bi cocuk gibi

sen guzel kadin, hic mi mutlu olmadin
hic mi sevmedin, hep mi yarim kaldin
belki bilmeden bekledin beni
beni sana kader getirdi

icimden gecen senin icinden gecer mi
nasil saklarim seni ne cok sevdigimi
benim icimden gecen senin icinden de gecer mi
ama nasil saklarim seni ne cok sevdigimi

sozler az kalir, caresiz kalir
gozler anlatir, aski gozler anlatir

3 Şubat 2011 Perşembe

40 küsür günde bir defterin yarısına kadar karaladım sensizliği... yetmiyor! sensizliğin nasıl bir şey olduğunu bir türlü anlatamıyorum. kalbim yeni uçmaya çalışan bir serçe gibi kanat çırpıyor, bazen acıyor, bazense derin derin nefes almak istiyorum.. yok olmuyor seni beklemek nasıl bir şey anlatamıyorum! o konuştuğumuz 2 dakikanın hayatta kapladığı yerin kıymetini şimdi anlıyorum! hayat büyük titizlikle ve mutlu olmak için yaşanması gereken 2 dakikalardan ibaret! üzülmek, sevmek, sevişmek, beklemek hepsi ama hepsi ikişer dakikalık işte!

iki dakikayı ömür yapan ise sensin sevgilim...