30 Ağustos 2010 Pazartesi

nem bedenimi kasıp kavuruyor... sonra inceden bir rüzgar şükretmeyi hatırlatarak okşuyor yüzümü..saçlarıma uzanıyor sonra!
uzun zamandan sonra yağmuru görüp sevinmek onun için. sanki duaya çıkmışız da kabul olmuş dualarımız telef olmayacak toprağımız.

balkona koştum karnımı soğuk demirlere dayayıp yüzümü uzattım gökyüzüne...hadi sonsuz atmosferinden bir damla da benim için düşür.tenimde hapsedip öyle devam edeyim geceme...
kalbim yaşamak istediği duyguların enerjisiyle çırpınıyor...bir o yana bir bu yana! özlemlerime özlemler ekleyince de dayanamıyor küçücük kalbim..o küçücük kalbim kan pompalamak kadar ehemmiyetli bir şekilde gerçekleştiriyor sevmeyi-en çok sevmeyi biliyor bazen de kızmayı.

ilk defa sıkıntılar arasına bir de yalnızlığı eklemedim.yalnız değilim bedenimi sarmış sıcacık kollar arasında muhafazalı yaşıyorum her şeyi.maddeden bağımsız ama yine de kuvvetli saran eller.ne güzel değil mi evet çok güzel

19 Ağustos 2010 Perşembe

en çok gözlerini seviyorum
hele ardından içini gösterdiğinde
yakan bir şeyler var içimi gözlerinde
ama öyle kötü değil
hani şöyle çok üşüyüp sonra sırtını sıcağa verirsin ya
öyle bir yanma
tatlı tatlı
ellerimi tutan ellerini de seviyorum kırılmasınlar bana
güven dolu onlar
koynuma alıp yatasım geliyor
ve biliyor musun bazen konuşuyorlar
korkma diyorlar
seni seviyorum diyorlar
çok güzelsin diyorlar
soluksuzlar ama konuşuyorlar ne mucize
haa bir de bir ışığın varya
onu da çok seviyorum ben
ardından gelesi geliyor insanın
sonra yakalayası geliyor ışığı
ama gölge yapmadan
kıyısından köşesinden
hep parlasın istiyorsun yaa uğruna yanaşıp sadece ömürlük dinleniyorsun
daha neler neler varda
zaman çok anlatırım elbet...

17 Ağustos 2010 Salı

bugün 17 Ağustos...
nefes almama sebep olanların artık nefes almaktan vazgeçirtildikleri gün!
ve kendi başıma nefes almamın ilk günü.

söylenebilecek çok fazla şey yok!unutmadık videolarını bir kaç yıl daha paylaşır sonra mutlu mesut devam ederiz hayatlarımıza... ben unutmam tabiki benim gibiler de unutmaz!
tüm yaşananlar çok acı evet... ama daha acı olan bir şey var ders almamak.doğal afetlere müdahele edemiyeceğimiz gerçeğiyle yüzleşip yaşam alanlarımızı onlara en dayanıklı hale getirirsek belki de bir ümit küçük bir kız yalnız nefes almak zorunda kalmaz.ölüm denilen şeyin kader olduğunu düşünüyorsanız da emin olun bu şekilde olmasını istemezsiniz. en azından küçük bir veda! acıyı hafifletmeyecek ama küçük bir teskin sağlayacak ufacık da olsa gözlerle de olsa veda!

annemin mis kokusu babamın güven veren sıcaklığı ve sevgilimin aşkla şevkatle saran kollarıyla ben bugün inadına mutluyum... bir kaç damla yaşa rağmen!onlar hep benimle olacaklar.

15 Ağustos 2010 Pazar

belki bu son ümidiyle yaşamak seni

seninle seni
sensizken seni

belki bir seni

bazen bensiz bir seni




tüm noktalama işaretlerinin ardından
inadına seninle başlayan cümleler
senli bir senle veyahut sensiz bir senle

gün gelip de rüzgar yağmur yerine getirince seni
evin tüm pencerelerini açık bırakıp
balkondaki çamaşırları da toplamadım

sen sen gece gece

gerçekliğe kavuşunca kelimeler
hepsi kağıda sarılıp uyumayı bekler


sen ne güzelsin...
bu kağıdın üstünde hele
bembeyaz olan tüm kağıtlarla
seni dünyaya anlatmak mümkün olabilseydi eğer
nefes alacak bir kaç ağaç kalıncaya dek denemeye değer!
tüm dizeler aşka geldi bilemezsin

10 Ağustos 2010 Salı

dünya bir devinim üzerine kurulu bunu bilmeli öncelikle...sonrası teferruat!ha bir de şey dicem utanma duyguları kalmamış insanların.

2 Ağustos 2010 Pazartesi

şimdi burada otururken tam da yalnız hissetmek işte...ve şimdi yine burada otururken şarkı diyor ki hiçbir kadın hiçbir adamı bu biçimde sevmedi ve bende diyoorum şarkıyla birlikte...dans etmek vardı ya seninle şimdi!ediyoruz sen bilmiyorsun.ben beceriksizce adımlarımı atarken tutuyorsun belimden sonra aşkım diyorsun...utanıyorum ama yine sana sarıyorum kollarımı ve sığınyorum omuzlarına sonra hayat buluyorum tekrardan. aşkım diyor dudukarın aşkım diyor kalbim ve biz basitleştirmeden aşkları aşka dönüşüyoruz.