10 Ocak 2010 Pazar

huzur

evin salonunun büyük penceresinden aşağıya-bahçeye- bakıyorum. hayat babasıyla yaramazlık peşinde.güneşli bir haftasonu. gökyüzü parlak, havada mis gibi bir koku, açık pencereden içeriye esen ılık bir rüzgar... bu tatlılığı bozmak zorundayım kalkıp yemek yapıcam. köfte patates kızartması ve makarna... tam bir haftasonu yemeği..
yemek hazır olunca aşağıya seslenicem hayatımın anlamı ve hayatımın kendisi aydınlık yüzlerini bana çevirip gülecekler. hayat şımarıcak onun şımarıklığında kendimi görücem.onlar yukarı gelince ellerini yıkamaları için söylenip durucam. yine titizliğimle çıldıracaklar...
sonra doğru sofraya iştihımız öyle kabarmış ki!yemek yerken konuşulmaz savına inat iki dakka susmadan yemek yiyoruz.
yemekten sonra hayat doğru oyuna dalıyor.ben tekrar mutfaktayım şöyle yemeği hazmettirecek birer kahve ve hayatım başrolde... sohbetin derinliklerinde işte yine huzur...
ertesi gün iş var... kitapevine yeni kitaplar gelicek.. yeni organizasyonun heyecanı ise cabası.ama bunları şimdi kenara itip hayatla biraz oyun oynamalıyım. dünyanın en güzel kokusuna doğru gidiyorum....


hayal kurmak güzel şey, hayal...

Hiç yorum yok: