20 Ocak 2010 Çarşamba























bir şimşek çaktı ki!sanki odaya tüm ülke basını toplanmış da fotoğraf çekiyor.yağmur öyle güzel ki toprakla birleşip bıraktığı koku, yüzünüze hafifçe dokunuşu, ince ince içten içten söylediği şarkısı...
üşütür ama dert ettirmez...

yine kelimelerim çok. ben bıkmadım kendimi tekrarlamaktan ama onlar sıkıldı aynı betimlemelere malzeme olmaktan.biriktirdiklerimle arta arta çoğaldım... küçücük bir benliğe kocaman bir hayatı sığdırma çabası. sığıyor çok da zor değil...bugün sınavda oturdum paranın esnekliğini hesapladım. hayatın esnekliği hesaplanmıyor. insanlarında... ve bu yüzden bazen frenler tutmuyor.

uzun yalnız yürüyüşler...tek yoldaşım gölgem... en kalabalık olduğumuz zamanlar yalnız olduğumuz zamanlar. tüm düşüncelerimiz, sevdiklerimiz, nefret ettiklerimiz, özlemlerimiz, düşlerimiz, korkularımız, pişmanlıklarımız gölgemizle el ele tutuşmuş ardımız sıra gelmekte.

şikayet etmiyorum artık yalnızlıklarımdan evet. yalnız olamayacak kadar dolu içim. ve emellerim kalabalığa yenilmeyecek kadar güçlü. veda edemeyecek kadar güçsüz, sevecek kadar güçlüyüm.

1 yorum:

Seascorpiot dedi ki...

İlerde bir kaç yol var belirgin değil
İlerle,durmak ayak yorar beklemek çözüm değil
Aklımdaki mezar bir kişilik değil
Ve sen suçlu değilsin duygular kendini öldürür.
Saçmalar dilin söver ve eşyalarını yıkar
Kursak hevesle dolar
Kargalar çığlıkları basar
Huzurum kendini kasar
Karmaşık anlamsızlıklar
ardışık yanılmalar
Sürekli uykuya yumulmalar
hayatın içinden bu yansımalar
Büyük bir göç var ordan oraya kalbimden uzağa
Emin yerlerden tuzağa
aydınlık patikalardan
derin karanlık ormana
Bigün neden yok sormana
gerçekler katılır
içi yalan dolmuş harmana
Köleler yürür içinde
zincirlerden ayaklar
Mezar taşları gibi benzer insan insana
Konuşmak istersinde susar bülbüller boğazında
Tam dokunmak istediğinde o yıldız kayar ufkunda
Ama umudun gittiği seferden dönecektir yakında
Onu her an beklemek inanki bal tadında
Bu kuş konacak elbet bir gün bir dostun yurduna
Kalp evinin anahtarlığını koyma düşmanın avcuna
Ellerimi siper ettim gözlerim artık göremezlerim
Görünmekten aciz olanlardan artık habersizim


Beklentilerimi kavşağında durmuş bekliyorum
Yığınla insan beni biliyor ben onları bilmiyorum
Ürkütüyor beni şu kargaların kargaşası
Bana mı kaldı ayakları yoldan kaymışların tasası


Zihnimi kuşatan ölü fikirleri yesinler akbabalar
Öldürdüğüm insanların ve yıktığım binaların tek sorumlusu benim
Ben benden firar ettim başka bende yerleştim
Sen salağa aşık oldun kevaşeye meğil ettin
En uzun filmdir hayatın...
İster korku ister komedi ister dram ister trajedi
Yönet filmini hade Baybeeee !
Kıskanç dalgaların kumları alıp götürdüğü gibi
Ölümde cana varacak görünecek varlığın dibi
Yuvalarından oyar gözlerimi senin ellerin
Ben göremedikçe iter o yana bu yana beni senin ellerin
Korkunç bir ıssızlıkla ben anlamıştım korkmayı
En güçsüz anımda denedim tek doğru yolu bulmayı
Ay benim dostumdu gece benim örtümdü
İlerisi meçhuldü ama kurtulmak güçlü dürtümdü
Taşlandığım paralar tenime sertçe sürtündü
Düştüm kalktım boğulup battım çıktım
nihayet kara göründü.
Bölüm bölüm bitiyor etaplar ama yarış sürüyor
Ben def ettikçe alçak virüsler ürüyor
Ben doğrumu deştikçe onlar komikmiş gibi gülüyor
Bilmiyorlar aslında onlar karşımda yavaşça ölüyor
Sago herşeyi çok net görüyor


Beklentilerimi kavşağında durmuş bekliyorum
Yığınla insan beni biliyor ben onları bilmiyorum
Ürkütüyor beni şu kar dağların kargaşası
Bana mı kaldı ayakları yoldan kaymışların tasası

Kargaların kargaşası-Sagopa KAJMER