11 Kasım 2009 Çarşamba

PİA

İSTANBUL’DA YAĞMURLU BİR GECEDE,SÜRGÜNDEKİ ÖZGÜRLÜK MAHKUMUNA…



Bir kız çocuğu: Günün her saati uykuya dalıp da görmek istediği ama göremediği bir rüyanın peşinde,hırs ve ihtiras ile bazen haşin bazen aciz bazen azametli ve her daim gözleri nemli.Üstüne basılarak söylenmiş bir söz onu sarsmaya yetiyordu,bir arzu mu gösterildi kırılabilir,örselenebilirdi.Hayatı parçalı bulutluydu,bu durumu yağmura yoruyor,yağmur bekliyordu ve bu yüzden bir sığınak arıyordu.

Karşılığını göremediği sevgi,şefkat,fedakarlık onu başka kimliklere sürüklüyordu.Petek oluyordu,bazen İrem sonra belki de Pia..biri yaralandığında diğerine koşuyordu.Bütün bunlar,çocukluğun saf mutluluklarının başlayan sonbaharın ağır renkleri ortasında iyice sevimli göründüğü sahnelerdi hep.

Petek; en basit ifade ile sert idi,hayata ve olaylara karşı savaş verdiği kalesi kendini herkesin ve her şeyin üstünde görmekti.Aciz bir mumun kendini eritmesi.İrem;şefkat ile özdeşleşmişti.Hassas ve kırılgan bir yapı.Ona göre çok zayıftı,bu yüzden cam fanusa alınmış,dış dünya ile bağlantısı kesilmişti.Kendini bu şekilde zincirleyerek koruyabileceğini sanıyordu.Heyhat!Pia; Lise hayatım süresince en masumane tecessüslerle dolu ürkek bakışlarımın hedefi,adına şiirler yazdığım güzellik…Hayatın tatlı yamaçlarında dolaşmak arzusu ile yanıp tutuşan küstah,bencil,kıskanç…Bu yamaçlarda yalın ayak yürüyerek mutlu olan,gideceği yönü bilmeyen daha doğrusu hayata istikamet verme istididadının insanoğlunda cüz’i olduğunu kabul etmeyen biriydi.Şımarık ve tutkulu ızdırap insanı.

Hayatıma yer edinmiş olarak girebilmiş nice insanın,eşyanın,kahramanın özel ilgisine mazhar olan biriydi O.Mozart,Meriç,Stendhal,Balzac,Galatasaray ve daha niceleri.Öğrendiğin,varlığından haberdar olduğum her şeyde bir parçası vardı.Bunlara olan yaklaşımımda söz sahibiydi.Sanırım bunun farkındaydı ve rolünü kusursuz icra ederdi.

Mozart’ın senfonilerindeki ilahi musikisi O idi,Meriç ve Lamia aşkı onunla vuslata eriyordu,Stendhal’ın nahoş ama çekici fısıltısı O’ydu,Balzac’ın ölüp düşmek istediği Clochegourde O’nun vadisiydi.Ve Galatasaray..bazen kazanma hırsı ve bazen de üzüntüydü.

# SON #

Ser Kağan

******

serkana yazdıklarından dolayı burada teşekkür etmek istedim. bilmiyorum bana yazılmış bana ait bir yazıyı burada paylaşmak ne kadar doğru...belki de küstahça!ama o piaya hayat veren kişi... pia ben olmayan bir ben. bir idea, belki de ikimizin de bir şekilde kendince anlamlandırdığı bir pia...insanın kendisini tanımayı başarmış birini tanıması gerçekten çok güzel! hayatta çok az kişi gerçekten anlamak istedi belki de beni. tüm bencilliğimle, hırsımla, düşüncesizce karşılık verdim hep! ben de isterdim ki serkanı burada anlatabilmek ama ben onu sadece şiirlerinin anlattığı kadarıyla tanıyabiliyorum.. çok şey yazmak istiyorum ama bir tarafımda sonsuz bir acizlikle kelimeleri bağlıyor sanki... teşekkür ederim serkan inceliğin, anlayışın ve bana kattığın herşey için.

1 yorum:

PersonaNonGrata dedi ki...

çok hoşmuş ya..